03 Kasım, 2018 tarihinde Yurt Gezginleri ile Trilye’ de yapmış olduğumuz ZEYTİN TOPLAMA ŞENLİĞİ ile ilgili olarak aşağıda yazmış olduğum Gezi Raporunu 11 Aralık 2020 tarihinde kaybettiğimiz İsmail EMİL anısına yeniden yazma gereğini duyuyorum.
…/…
Lise yıllarıydı, doğrusu futbol fanatiği değildim, ama yurt içinde veya yurt dışında futbola emek verenleri takip eder, yakından tanımaya çalışırdım. Benim futbola ilgisiz olduğumu düşünenler ağzımdan futbol emekçilerinin adını duydukça şaşırırlardı. Kimler miydi? Metin KURT, Küçük İsmail, Paul BREITNER, uzayıp giderdi.
1974-75 eğitim ve öğretim yılında Bursa’ da Işıklar Askeri Lisesi’nde okula başladığımda İSMAİL EMİL olarak bilinen, o yılların Küçük İsmail’inin Bursaspor forması altında estirdiği fırtına henüz dinmemişti.
Rasim KARALI, Sedat 3’lü, Küçük İsmailli efsane Bursaspor’ un maçlarına seyirci olarak gidemesek de Bursaspor tüm askeri lisenin gönlündeki takımdı.
…/…
Yıllar sonra, 20 Şubat 2002 tarihinde Milliyet Gazetesi’nde Güngör URAS Hocamızın İsmail EMİL ile ilgili yazmış olduğu yazısını okuduğumda, “işte bir futbol emekçisine saygı ifadesi” demiştim.
Aradan geçen 16 yıl sonra yollarımız Yurt Gezginleri ile birlikte İsmail EMİL ile kesiştiğinde o artık bizim İsmail Abimiz, Trilyeli dostumuz Ayhan SALMAN’ ın kayın biraderiydi.
Onu işyerinde ziyaret ettiğimizde, tezgahının arkasında, hakkında çıkan ve çerçevelenmiş olarak duvara asılı gazete haberlerinin önünde bize zeytinciliğe nasıl başladığını anlatırken aslında İsmail Abi’nin sadece bir futbol emekçisi değil, aynı zamanda bir “zeytin emekçisi” olduğunu da anlıyorduk.
İsmail Abi anlatıyor:
“O sene, Beşiktaş ile yapmış olduğumuz maçta Zekeriya’ dan (bir başka efsane futbolcu Beşiktaşlı Zekeriya ALP) aldığım darbe ile diz kapağım parçalandıktan sonra o günkü tıbbi imkanlar düşünüldüğünde bir daha kendimi toparlayamadım ve çok sevdiğim futbola erken veda etmek zorunda kaldım. Ne yapayım ne iş tutayım, nasıl para kazanayım, derken zeytincilik yapmaya karar verdim. Trilyeliyiz, bizim burada herkesin zeytinliği vardır, ama kimse zeytin veya zeytinyağı ticareti yapmaz, hasadını birliğe veya tüccara verir. Babama zeytincilik yapacağımı, buradan para kazanmak istediğimi söyleyince, babam dahil bütün çevrem benimle alay edercesine “yahu İsmail Trilye ufacık bir yer ve herkesin zeytinliği var, sen o zeytini kime satacaksın” diye söylendiler.
Olsun, dedim babama, “bana bir fıçı zeytin ver, ben onu satarım”.
Babam bana o sene bir fıçı zeytin verdi ve ben o bir fıçı zeytini ancak bir senede satabildim. Ama yılmadım, pes etmedim. Sonunda işte gördüğünüz bu işyeri ortaya çıktı.
…/…
İnsanlar bazen adlarını ve/veya soyadlarını savaşlardan veya savaş aletlerinden alıyorlar.
Kim bilebilir ki;
-Ahmet Arif oğlunun adını neden “Filinta” koydu?
-İğneada’ ya gidip Limanköy’ e uğramazsanız eksik kalır. Limanköy’ de Hülya MARTİN Hanım’ ı tanımazsanız daha da eksik kalır. Dedeleri Hülya Hanım’ın soyadındaki “martin’i” hangi duygularla almıştır?
-Karslı bir dostumuz Latif MAVZER’ in dedeleri mavzerin ne olduğunu çok iyi biliyor olmalıydı.
-Kendisine “tabanca” soyadı alan aile bu isim ile ilgili olarak nasıl bir heyecan durumundaydı acaba?
-YANLIZLIĞIN IŞIKLARI DENİZ FENERLERİ Yurt Gezimizde Amasra’ da kaldığımız otelin sahibinin soyadı neden “Günter” idi?
-İsmail Abi’nin dedelerinin “Emil” soyadını almalarının hikayesini Güngör URAS Hocamız aşağıdaki yazıda anlatıyor.
…/…
İsmail Abi hiç yılmadı, hırsına hiç yenilmedi. Sessiz ve efendiydi hep. İş ve hayat anlayışı, futbol oynama anlayışı da öyleydi.
11 Aralık 2020, Cuma günü sabahı onu genç denecek yaşta, 69 yaşında kaybettik.
Zeytin ölümsüzlük ağacıdır, hayat ağacıdır.
Zeytine hayat veren, zeytinciliği kendince yapan İsmail EMİL Abimiz de ölümsüzdür, hayat veriyor.
Ruhu şad olsun.
![]() |
Küçük İsmail (EMİL), |
![]() |
Kaleci Rasim, alt sol baştan dördüncü sol açık Küçük İsmail-Efsane Bursaspor takımı
…/…
GEZİ RAPORU
Yurt Gezilerimizde ağaç, orman, botanik, anıt ağaç hiç eksik olmadı.
Gidip kucakladık ulu ağaçları, niyaz ettik onlara.
Yine bir ağacın yanına gitmeyi, ona sarılmayı, onun meyvelerini toplamayı düşledik ve düş-tük Trilye yollarına 03 Kasım, Cumartesi sabahın erken saatlerinde.
Geçen sene Eylül ayında Çorum-Oğuzlar-Ağaç Çamı Köyü’nde CEVİZ TOPLAMA ŞENLİĞİ yaptık.
Bu sefer farklı bir bölgede farklı bir şenlik, TRİLYE’ de ZEYTİN TOPLAMA ŞENLİĞİ yapalım, dedik.
TANRILARIN AĞAÇLARI
Zeytin “hayat ağacıdır.”
Cennetteki ağaçlardan incir “ gerçek ağacı”, zeytin ise “hayat ağacıdır.”
Mitolojide ise her tanrının ve tanrıçanın kendi kutsal ağacı vardır.
Büyük Tanrı Zeus’un kutsal ağacı “meşe” ağacıdır.
Denizler Tanrısı Poseidon’ un kutsal ağacı “diş budak” ağacıdır.
Bilgelik tanrıçası Athena’ nın kutsal ağacı ise “zeytin” ağacıdır.
İNSANLARA EN YARARLI ŞEY NEDİR
Bilinen bir mitolojik öyküdür, şenliğimizde de anlattık bu öyküyü.
Poseidon ile Athena, Zeus’ un “dünyada insanlar için en yararlı olan şey nedir” sorusuna, farklı cevaplar verirler.
Poseidon elindeki o ünlü üç çatallı (trident) mızrağı yere saplayarak “at,” der.
Athena ise elindeki mızrağı yere saplayarak “zeytin ağacıdır,” der.
Poseidon at demekle fetihlerden, savaşlardan, at ile gelip kurulan şehirlerden ve uygarlıklardan söz etmek ister, Athena ise zeytin ağacı ile barıştan yana olduğunu anlatmak ister.
Halk Athena’yı seçer ve Helen başkenti Atina bilgelik tanrıçası Athena’nın adı ile anılır olur o günden beri.
…/…
Antik çağın ünlü bir sözü vardır: Zeytin bütün ağaçların ilkidir.
Öyle midir, bilinmez, ama zeytinin hayat ağacı olduğunu kolaylıkla söyleyebiliriz.
Orta Doğu’nun Akdeniz coğrafyasında hayat bulan ve ilk defa Anadolu topraklarında evcilleştirilen zeytin ağacı, odunu, meyvesi, yaprağı, posası, çekirdeği, sabunu kısacası her şeyi değerlendirilen bir ağaçtır. Bütün bunların hepsinin hayat için gerekli olduğu bilinir.
…/…
Zeytin derken akla hemen zeytinyağı gelir. Zeytinyağı aydınlatma, yemek, beslenme, tedavi, şifa akla gelen her şey için kullanılır.
Zeytin yaprağı barışı temsil eder.
Nuh Tufan’ı sonrasında gemiden ayrılan güvercin gagasında zeytin dalı ile geri geldiğinde, tufanın sona erdiğini anlar insanlar.
Olimpiyatlarda birinci gelsin veya gelmesin bütün sporcuların, bütün atletlerin başlarına zeytin dalından çelenkler takılır. Maksat galip gelmek değil, barış ve dostluk içinde yarışmaktır ve herkes başına çelengi hak eder.
PEHLİVANLARIN VE EFELERİN KORUYUCU ZIRHI: ZEYTİNYAĞI
Yüz yıllardır süre gelen Kırkpınar YağlıGüreşleri’nde pehlivanlar zeytinyağı ile yağlanırlar.
Oysa zeytinyağından daha kaygan yağlar da vardır. Güreş olimpik sporların içinde bilinen en eski spor dalıdır ve birçok eski Helen vazosunda, mermerinde betimlenmiştir.
Ama muhtemelen eski Helen’den belki de Traklardan Osmanlı’ya geçen Kırkpınar güreşlerinde pehlivanlar zeytinyağı ile yağlanır. Çünkü zeytin ağacının kutsallığı sadece ağacın kendisini değil, onun meyvesini ve yağını da kutsal kılar.
Zeytinyağının koruyucu, kötülüklerden ve hastalıklardan koruyucu, çıplak bedene sürünce bedeni adeta iksirli bir “zırh” gibi kaplayacağına ve dışarıdan zarar gelmeyeceğine inanılırdı.
Egeli efeler ve zeybekler de kuşaklarının içinde her zaman bir tutam pamuk ve tütün ve biraz zeytinyağı taşırlardı, yaralanmalarda dağ başlarında en kolay tedavi bu malzemelerle yapılır ve yara sarılırdı.
ÇİLEHANEDE KIRK ZEYTİN
Pagan inanışlarından tek tanrılı dinlere geçişle birlikte aktarılan “çile çekme” ritüellerinde 40 gün çilehaneye kapanan derviş kırk gün süresince sadece “zeytin” yerdi. Nefis için günde sadece bir adet zeytin yer derviş, daha fazla değil. Kırk zeytinin kırkı birden dervişin önüne konur. Derviş her gün bir tane zeytin yiyerek, son zeytini yediğinde kırk günün dolduğunu, çilenin bittiğini anlar.
Bunun için neden zeytin seçilmiştir acaba?
Antik Helen’ de bir şair şunu söyler: ”Her gün en az on adet zeytin tanesi yemeyen birisi, yaşadığını sanmasın.”
Zeytindeki besin değeri midir dervişi her gün ayakta tutan, yoksa henüz sırrını bilmediğimiz kutsallığı mı?
…/…
Her insanın, her canlının ve dahi cansız varlıkların ve nesnelerin hepsinin bir sırrı vardır.
Şu mermerin sırrı, bir heykele dönüşmesi midir sadece?
Şu kilin sırrı bir aşk mektubunu mu anlatır sadece tablet olduğunda?
Ya şu akarsu, nereye akar hiç durmadan ve yorulmadan? Nedir bunun sırrı?
Zeytin ağacının da, hayat ağacının da sırları olduğuna inanıyoruz ve zeytin ağacı bize acaba hangi sırlarını verecek, diye düşüyoruz Trilye’ deki zeytinliklerin yoluna.
Geçen sene 06-07 Mayıs tarihlerinde yapmış olduğumuz KARACABEY LONGOZU Yurt Gezimizde olduğu gibi, bize yine dostumuz Ayhan SALMAN mihmandarlık yapacak. Ayhan SALMAN dostumuz bize mihmandarlık yapmakla kalmayıp, zeytin toplayacağımız zeytinliği de bulacaktı.
03 Kasım, 2018
Cumartesi
Sabah erken saatlerde düşüyoruz yola, iki araç. Arabalı vapur ile geçiyoruz Eskihisar-Topçular arasını. Sabah erken saatlerde daha insanlar uykusundayken alınan Gürcü çörekleri çıkıyor ortaya, çayla yeniyor.
Yalova – Gemlik – Kurşunlu üzerinden varıyoruz Trilye’ ye.
İki dostumuz daha bekliyor bizi, Bursa’dan Naci Abimiz ve Songül Hocamız.
TRİLYE KAHVALTISI
Trilye’ de kahvaltı nasıl olur, bilemiyoruz, ama biz ne zaman Trilye’ ye gitsek, hep aynı lokantada yapıyoruz kahvaltıyı, işkembe, mercimek ve paça çorbaları ile.
Aynı lokanta, yine Ayhan SALMAN dostumuzdan referanslı ve lezzetli çorbaları ile bizi ağırlıyor.
Hava güzel ve cadde üzerine yan yana konulan masalara oturuyoruz, hepimizin yüzündeki aydınlık bakışlar hemen seziliyor.
![]() |
Trilye sabahında caddeye sıralanan masalarda çorba içilir |
DÜNDAR’ IN ZEYTİNLİĞİNDE DİŞ BUDAK AĞACI
Kimilerimiz zeytinliğe doğru yola koyulduk… |
Kimilerimiz traktör kasasına dolduk |
![]() |
Ayhan bir komutan gibi anlatıyor, Hasan da bir kurmay
başkanı gibi tam yanında, haydi zeytine |
Zeytin
toplamaya başlamadan önce insanlık için en yararlı şeyin ne olduğunu anlatan Poseion
ile Athena arasındaki yarışmadan söz ediyorum ve Poseidon’ un kutsal ağacı olan
“diş budak” ağacından yapılma elimdeki bastonu toprağa saplıyorum.
Diş
budak ağacından yapılma baston bugün zeytin toplama işi bitene kadar toprağa
saplı olarak kalıyor.
![]() |
Poseidon’un kutsal ağacı diş budak ağacından yapılma baston |
Sonra zeytin için yapılan ilaçlamada zeytin üzerinde kalan kimyasallardan ellerimiz tahriş olmasın diye ellerimize geçiriyoruz lastik eldivenleri.
Herkesin elinde lastik eldivenler hazırız |
ZEYTİN TOPLANIR – TÜRKÜSÜ SÖYLENİR
KAHVESİ DE YAPILIR
Zeytin toplama başlıyor.
Öyle keyifli ve gayretliyiz ki.
![]() |
Oturduğumuz yerden de toplarız |
Daha şimdiden dolmuş kovalar |
![]() |
Bir daha okuyoruz, bir daha bu güzel Kilis türküsünü |
Sonra kahveler yapılıyor. Türkü de nasıl anlatılıyorsa, biz de öyle yapıyoruz, bir zeytin ağacının altında.
Zeytin yaprağı yeşil / altında kahve pişir |
Kahve pişer de fala bakılmaz mı, kahve fincanı, fincan altı olmasa ne gam?
Hayat ağacı kendi
sırlarından biraz da olsa veriyor bize traktör kasası soframızda
|
![]() |
Bütün zeytinler, yeniyor, tabaklardaki bütün zeytinyağı sıyırılıyor |
![]() |
Önce örtüler yayılıyor, sonra dallar titretiliyor |
Kasa kasa zeytin topladık, yaklaşık 350 kilo |
Keyifle geldik, keyifle dönüyoruz |
![]() |
Elek bant sürekli ve gürültülü bir şekilde dönüyor |
Tirilyeli ‘Emil İsmail’
20 Şubat 2002
Türkiye zeytin memleketi… İyi de bu memlekette iyi bir zeytinyağı ve de iyi bir zeytin var mi? Zeytinyağında şimdilerde “iyilik” arayışı başladı. Ama geliniz görünüz ki sofralık zeytinler yenilecek gibi değil. “Abicim bu memlekette zeytinin en kralı Tirilye’ de olur. Zeytin alacaksan Tirilye’ ye gideceksin” dediler. Düştük yola, vardık Tirilye’ ye. Belediye Başkanı Hüseyin Kara anlattı. “Tirilye zeytini
ufak çekirdeği, ince kabuğu ve lezzetli eti ile Osmanlı döneminde de aranan
zeytinmiş. Kurtuluş Savaşı sonrası “mübadelede” Rumlar göç ederken Tirilye
aşılarını birlikte götürmüşler. Ama bu aşılar ile Yunanistan’da ve adalarda
yetiştirilen zeytin Tirilye zeytini tadı vermemiş. Şimdilerde de Türkiye’nin
farklı yörelerindeki ağaçlara Tirilye aşısı yapılırmış. Ama kalite tutmazmış.
Çünkü Tirilye zeytinini farklı yapan bölgenin toprağı, suyu ve kliması imiş. Bu
zeytini nereden satın alabileceğimizi sorduk.
Üretici mevsim başı zeytini Marmara Birlik Kooperatifi’ne satarmış. “Şehir içinde ‘Ercan Abi’ ile ‘İsmail Abi’yi arayın” dediler. Ercan Kara’nın deniz kıyısında “Savarona Balık Lokantası” var. Lokantanın önünde zeytin ve sızma zeytinyağı satarmış. Bu yılın ürünü zeytinleri tükenmiş. Özel şişelerde “üzerinde üç papaz resmi bulunan Tirilye” markalı sızma yağ satıyor. (0244 – 563 26 08). Renkli, sevimli, konuşkan bir Tirilyeli. (Hem de iyi bir Milliyet okuyucusu…) “İsmet Abi’nin dükkanı, dördüncü çınarın altındadır” dediler.
Tertemiz, şirin çarşının sonundaki dükkanı bulduk. Bir eski binanın altında tertemiz, mis gibi yağ kokan bir dükkan. Arka bölmede 50 ton kapasiteli 12 beton salamura havuzu var.
Ismail Bursaspor’un eski santrforlarından. Mübadelede dede İsmail “Serezöden
gelmiş. Baba Kazim da zeytin işi yaparmış. Elli yıllık bir dükkan. İsmail bin
ağaçlık kendi zeytinliklerinden topladıkları zeytinleri salamuraya basıyor.
Kendi döküntüleri ve komşu mallarını da yağhanede sıktırıp şişelerde satıyor.
İsmail’in soyadı “Emil”… Emil Zola’nınki gibi “Emil”… Bu Fransız adını soyadı
olarak almalarının ilginç hikayesi var. Amca Ragıp Milli Mücadele’de yaralı
olarak Fransızlarca esir alınmış. Hastanede bir Fransız hemşirenin bakımı ile
ölümden kurtulmuş İsminin “Emilyano” olduğunu öğrendiği bu Fransız hemşire
herhalde aklından çıkmamış ki, Soyadı Kanunu ile aileye soyadı seçerken “Emil”
olsun demiş. Emil İsmail’in sattığı zeytinlerin, yağın ve zeytin sabununun tümü
kendi üretimi. Sele, salamura ve kırma yeşil zeytin satıyor. Selenin yağlısı
kutularda, tuzlu kurusu dökme. Kırmanın mevsimi geçmiş. Şimdilerde sadece çizme
yeşil var. Zeytinlerin kilosu 3 milyon lira. (0224 – 563 20 44) Tirilye’deki
zeytincilerin bir özelliği sadece Tirilye’de satış yapmaları. Sipariş
almıyorlar. Halbuki (dükkanına gitmeden, yüzünü görmeden) dost olduğum
Ayvalık’taki zeytinci İsmet Önder, telefon ile sipariş alıyor, posta ile hem
zeytin hem yağ gönderiyor. Demek ki, Tirilye’nin nefis sofralık zeytinlerini
yemeye niyetli olanlar Mudanya üzerinden 10 kilometrelik yolu göze alarak
Tirilye’ye kadar uzanacak. Hem şehri gezecek, hem balık yiyecek, hem de zeytinini,
yağını alarak evine dönecek. Biraz pahalı ve yorucu alışveriş ama… Eeee zeytin
seven buna da katlanır.
Tevfik Güngör URAS
Hayat ağacının şerefine |
Renkler gibi, evler de yenik düşmüş kimsesizliğe |
Suzimiz
var bir de, Trilye sokaklarında gezen bütün gruplara eşlik ediyor. Ağzında hep
bir çöp, yaprak, pet şişe, boş sigara paketi sanki insanlara bir şeyler
anlatmak istiyor, atmayın bunları, der gibi.
Yedinci yüz yıldan kalma ve çan kulesinin yerine minare yapılarak 16. yüzyılda adı Fatih Camisi olarak değiştirilerek camiye dönüştürülen HAGIOS STEPHANOS Bizans Kilisesi mimari olarak sapasağlam ayakta.
![]() |
Bizim de işaretimiz var: gülümsemek |
Oğlan adın İsmail
![]() |
Kaptanlarımız, onlara ne hediye versek azdır |
![]() |
Kuleden Karacabey Longozu – önde Dalyan Gölü |
![]() |
Dalyan Gölü gümüş rengine dönecek birazdan |
![]() |
Sol tarafımıza Marmara Denizi, sağ taraf Dalyan Gölü |
![]() |
Tarih tekerrür ediyor, geçen sene kuma saplandığımız aynı yer |
![]() |
Helal sana |
İlk defa olmak üzere, yazılan bir rapor yeniden gözden
geçirildi, ilaveler yapıldı ve rapor 11 Aralık 2020, Cuma günü
yitirdiğimiz İsmail EMİL anısına yeniden yazıldı.
Hep borçluyuz, hep borçlu olduklarımız var.
Borcumuz borçtur,
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder