Kutsal
ve lanetli yemekleri yazarken aslında “çekirgeyi de” yazmak
istemiştim.
Ama
konu fazla dağılmasın, diye ve çekirgenin “kutsal mı” yoksa “lanetli mi” olduğu
tartışmasına girmeyeyim, diye yazmamıştım.
İnsanlar
tarım yaparken, hasat öncesi ve sonrasında şarkılar, türküler ve maniler
söyler.
Hayvanlar
insan yaşamının ayrılmaz bir parçasıdır, neredeyse bütün evcil hayvanlar ve
kuşlar için türkülerimiz vardır.
Turnalar belki de üzerine en çok türküler, deyişler söylenen kuşlardandır.
Toroslarda
“alageyik” dediğimiz, yaban keçisi vurulmaz, yenmezdi, kutsaldır.
Geyik
Hacı Bektaş Veli’nin kutsal hayvanıdır, birçok efsanede yol gösterici olmuştur.
Elik,
diye geçer Türklerin türeyiş destanlarında.
Trabzon’da
“Beşikdüzü” bir “elik”, yaban keçisi efsanesi anlatılır.
…/…
Bahar
geldiğinde tarlalarda diz boyuna gelen buğday başakları o sene için bir bereket
habercisidir.
Ama
o bahar o yöreden geçen göçmen turna sürüsü yorulup da veya havadaki termali
kaçırıp zorunlu olarak o diz boyuna gelmiş yeşil buğday tarlalarına indiğinde,
koca bir tarlayı neredeyse bir saat içinde başaklarından başlayarak dibine
kadar kırpar, kel ederlerdi.
Buna
rağmen, kimse turnaları öldürmeyi düşünmez, aklına bile getirmezdi.
Turna
Alevi-Bektaşi inancında önemli bir yere sahip olduğu kadar Türklerin ta Uzak
Asya motifli olarak yanlarında getirdiği bir kutsal kuş idi.
Japon
Kültürü turna kuşunun sembolik olarak anlatıldığı “origami” ile yayılmıştır
bütün dünyaya.
Kızlarımıza
“Turna - Durna” adı koyarız.
Gurbete
gidenler turnadan bir haber sorarlar, onu canlı bir insan yerine koyarak.
Turna
ile selam gönderir insanlar memleketlerine, nazlı yârine.
Hacı
TAŞAN hepimizi duygulandırır Allı Turnam’ ı söylerken.
Allı turnam bizim
ele varırsan
Şeker söyle kaymak
söyle bal söyleEğer bizi sual eden olursa
Boynu bükük benze soluk yar söyle
Hazreti
Ali’nin avazının turnada saklı olduğuna inanır Anadolu Alevi-Bektaşi
toplulukları.
Bozlakların
“ay dost” diye başlayan ve insanın içini yakan ünlemesi, turnalara öykünmedir.
Cemlerde
tutulan bütün semahlar turnanın yere inerken, göğe yükselirken, gökyüzünde
dönerken yaptığı hareketleri sembolize eder.
Buradaki
her hareketin birer inanç motifi vardır.
Turnanın
göğe yükselme hareketi ise vuslatı, ilahi kavuşmayı temsil eder.
Cemde
halka şeklinde kanatları açık birer turna gibi dönenler evrenin sonsuz
döngüsünü ifade ederler.
Sorumuz
açık, “burada turna kutsal mı, lanetli midir?”
…/…
Benzer
soru çekirge için de geçerlidir.
Çorum
ve Yozgat yöresinde adına türkülü oyunlar vardır çekirgenin.
Oysa
çekirge sürüsü de bir gelince tüm ekili alanları bir günde yiyip bitirirler.
Dilimize
yerleşmiş bir deyim bile vardır bir şeyi hızla yok edip tüketenler için
söylenen: çekirge sürüsü gibi
Buna
rağmen, çekirgenin yaptığı tahribata rağmen insanımız çekirge için türkülü
oyunlar oynamış, onu adeta kutsallaştırmış, günlük hayatlarına, düğünlerine,
eğlencelerine almıştır.
Turnada
görülen inanç motifi burada görülmez kuşkusuz.
Ama
Birinci Dünya Savaşı yıllarında Medine ve çevresini 2 yıl 7 ay süreyle savunan
Fahrettin (Türkkan) Paşa Mondros Mütarekesi ilanından tam 72 gün sonra teslim
eder Medine Kalesi’ni.
Medine
Savunması sırasında açlık, susuzluk had safhaya varır.
Fahrettin
Paşa tek bir hurmanın bile ziyan edilmemesini emreder.
Altı
ton buğday ektirir El Ayun’da.
Kuyular
açtırır, çeşmeler yaptırır, hurma bahçelerini koruma altına aldırır.
Ama
yine de kıtlığı ve açlığı önleyemez.
Son
çare sürüler halinde gelen çekirgeleri yemektir.
Bunun
için Maliki ve Hanefi din alimlerinden de icazet alan Fahrettin Paşa, aşağıdaki
o ünlü “Çekirge Emirnamesini” yayınlar.
Çekirgenin serçe kuşundan ne farkı var? Yalnız tüyü yok. O da serçe gibi
kanatlı ve uçuyor. Bitkilerle besleniyor, temiz ve taze şeyler yiyor. Hem de
tiryaki ve keyif sahibi, tütün ve limondan zevk alıyor. Ayrıca Hicaz, Asir,
Yemen ve Afrika bedevilerinin başlıca gıdası çekirgedir. Bedeviler
sağlamlıklarını ve zindeliklerini yedikleri çekirgeye borçludurlar. Çekirgeyi
develerde büyük zevkle yiyorlar. Dizlerinin bağı çözülenlere, basurlulara ve
romatizmalılara şifadır.
Dün karargah
sofrasında çekirge tavası vardı. Arkadaşlarımla beraber yedim ve bunu dil
konservesinden daha lezzetli buldum. Hele zeytinyağı ile ve limon suyu ile
salatası pek nefis oluyor.
Elhasıl, dün çekirgeyi bahçelerden def ve tenkil tedarikini düşünürken, bu gün
çekirge geliyor mu diye yollarını gözlüyorum. Hangi mıntıkaya çekirge düşerse
tarifim veçhile istifade edilmesini ve bana da hediye olarak çekirge
gönderilmesini arkadaşlarımdan rica ederim.
…/…
Şimdi
ortada duran soru şudur:
Onca
kırıma, kıtlığa ve yokluğa neden olduğu halde, Çorum ve Yozgat yöresinde hala
oynanan türkülü “çekirge” oyunu çekirgeye bir güzelle mi, yoksa Medine
Savunması’ nda Fahrettin Paşa’nın verdiği emirle yenmesiyle binlerce askerin
hayatını kurtarmasından dolayı çekirgeye verilen kutsal bir anlam ile mi açıklanabilir?
Bu türkü
Medine Savunması’ na katılan ve çekirge yiyerek hayatta kalan Orta Anadolulu
askerler tarafından mı yakıldı acaba?
Beslenme
uzmanlarının ve müzik tarihçilerinin, halkbilimi uzmanlarının türkülü çekirge
oyununun ilk defa ne zaman söylenip oynamaya başlandığını, bu oyunun ilk
oynanmaya başladığı yılların Medine Savunması yılları ile aynı yıllara gelip
gelmediğini, bu türkülü oyunu çekirge yiyerek hayatta kalan Anadolu
evlatlarının çekirgeye bir şükranı olarak mı ortaya koyduklarını
araştırmaları gerekir.
Son sözü
yine çekirge için söyleyelim oyunun türküsünün sözleri ile.
Çekirgeyi
hayladılar yazıya
Ot kalmadı
koyun ile kuzuyaEğri butlu sivri butlu çekirge
Malımın ortağı mısın çekirge
Canımın ortağı mısın çekirge
Çekirgenin
ayağında nalini
Ben de
sandım kaymakamın geliniEğri butlu sivri butlu çekirge
Malımın ortağı mısın çekirge
Canımın ortağı mısın çekirge
Muhabbetle,
Recep Babayiğit
13/12/2018
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder