11 Nisan 2018 Çarşamba

GÜNEŞİN ZAPTI - POYEXALİ - HAYDİ GİDELİM

12 Nisan 1961, insanlık tarihinin başının en dik, en yüceldiği anlardan birisidir.

Uzayın zaptı, güneşin zaptı için atılan bir adımdır o gün.

Yuri GAGARIN yoldaş o ufak tefek cüssesi ve ummanlar kadar büyük yüreği, özgür ve aydınlık bakışları ile Vostok 1 (Doğu 1) Uzay Aracına binerek, daldı  gitti ummana, kaydı evrenin derinliklerine.

70’li yıllarda Mehmet TÜRKKAN‘ ın yazdığı ve yıllarca sahnelerde kalan

“Güneşin Katli“ oyunu ise adı Güneş olan bir öğretmenin gericilikle mücadelesini, onun adında saklı olan ışığı nasıl yaymaya çalıştığını anlatır.

GAGARIN, adı ve kendisi güneş olan bir varlığa elini uzattı içmek için, tam 57 yıl önce bugün. Biz buna, güneşe, aynı anlama gelmek üzere “kandil“ de  diyoruz

bir kandilden bir kandile atıldım

türap olup yeryüzüne saçıldım

derken Hatayi.

Hatayi’ nin bu deyişinde ne sırlar saklıdır kim bilir? Kandilden kandile, yani bir güneşten diğer güneşe atılan kim, sonra türap olup / toprak olup yeryüzüne saçılan kim?

Hatayi evrenin, dünyanın, karaların oluşumunu mu anlatmak istiyor bize bu iki dizede?

***//***

Bizler güneşi içenlerin türkülerini söylemeliyiz hep bir ağızdan:

Akın var, güneşe akın

***//***

Yuri GAGARİN, bu bölgeyi, Kırgızistan’da Kumtor Bölgesi’ni, çok sevdiğinden, sık sık buralara gelirmiş, diye devam ediyor, Kırgız rehberimiz Ernist ve onun anısına bu büstün yapılmış olduğunu ilave ediyor.

Kolhoz işçisi bir anne ve babanın çocuğu, 157,5 cm boyunda minik sayılabilecek cüssesiyle kabına sığmayan bu genç adam, Sovyet idealinin temsilcisi olarak 1961 yılında tek başına uzayın derinliklerini keşfetmeye çıktığında daha 27 yaşındaydı.

Uzaya giden ilk insan olan Yuri GAGARİN, insanın uzay merakının, belki de güneşi zapt etme düşüncesinin doruğuydu. Bizim Nazım HİKMET’ imiz “Güneşi İçenlerin Türküsü’ nü" yazdığında, belki de Gagarin yoldaştan esinleniyordu,

(…)

Akın var, güneşe akın

Güneşi zapt edeceğiz,

Güneşin zaptı yakın

(…)

İnsanlık tarihinin en aydınlık yıllarının, en başı dik durduğu yıllarının, şahane 60’lı yılların sadece Sovyetlerde değil, tüm dünyada yarattığı idollerden birisi olan ve çok genç yaşta hayatını kaybeden tutku dolu bu genç insanın büstü önünde Yaşar ÖZTÜRK yoldaşım ile şapkalarımızı çıkarıp, saygı duruşunda bulunuyoruz.

İnsanlığın Gagarin’ le birlikte bilinmezleri bilmeye olan heyecanının hiç bitmemesini diliyoruz.





12 Nisan günü, 1962 yılından bu yana her sene bütün dünyada Kozmonot Günü – Gagarin Günü olarak kutlanır.

Gagarin‘ in yürekli eşi Valentina olmasa, Gagarin’ i yüreklendirmese, bu uzay yolculuğu asla gerçekleşmezdi.

***//***

12 Nisan 1961 tarihinde Vostok 1 Uzay Aracı hazır olduğunda, kalkıştan hemen önce Gagarin’ in söylediği o ölümsüz söz, o yılların dünyasını en çok etkileyen, o dünyada en çok söylenen, tekrarlanan sözdü: POYEXALİ – Haydi gidelim

***//***

Sonra “let’s go“ ile karşılık verdiler.

Popüler kültürün ikonik söylemlerinden birisi haline geldi.

Sonra biz de kendi dilimizde “haydi gidelim”, demeyi unuttuk, “let’s go” demeye başladık.

Sonra bizim Kazım KOYUNCU, genç yaşında bilinmeze uğurladığımız güzel insan, hepimize ezberletti yine o anlamlı sözü:

hayde gidelum hayde

***//***

Güneşi zapt etme hülyasıyla;

-“poyexali”,  diyebileceğiniz,

-“haydi gidelim”, diyebileceğiniz,

-ve ona evreni verebileceğiniz,

-ve onun sizde evreni görebileceği,

-ve bu sözü duyunca düşünüz sıra, bilinmezlere doğru,

-evrenin derinliklerine kadar sizinle hesapsız kitapsız gelebilecek,

-ona neolitik bir masal anlatabileceğiniz,

-onda öbür yanınızı saklı bıraktığınız,

-ve onun size gönderilmiş bir düş-yazısı olduğuna inandığınız,

-bir sevgiliniz,

-bir eş-iniz,

-bir yarı yanınız,

-bir aşkınız,

-bir dostunuz,

-bir yoldaşınız, bir yol-başınız olsun şu hayatta.

Aşk-ı muhabbetle

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder