Sonra;
İstanbul’
a geldiğimde, güvercinlerin cami avlularının ayrılmaz parçası olduğunu,
sonra;
camilerin
ve türbelerin en güzel yerlerine güvercinler ve diğer kuşlar için “kuş
sarayları” yapıldığını gördüğümde,
sonra;
Farsi
Halkların güvercine, yani güzel kadınlara “kebuter”, dediklerini
öğrendiğimde,
sonra;
Van’a
can veren Edremit su yollarını yaptıran o efsane Urartu kraliçesi
Semiramis’in adının anlamının “güvercinin getirdiği”, demek olduğunu
bulduğumda,
sonra;
Yaşar
Kemal’ den “azat-buzat” kuşlarını,
sonra;
Esma
Ocak’ tan Diyarbakır’ın en güzel ve hüzünlü “güvercin uçuranlar”
öykülerini okuduğumda,
sonra;
Hrant’
ın güvercin ürkekliğinden söz ederken, aslında ölüme ne kadar yaklaşmış
olduğunu anladığımda,
Ve
çocukluğumda, güvercinlerle, yani halkın deyimiyle “kuşlarla”, bu
kadar oynayan “kuşbazların”, aslında sevdalı insanlar olduğunu
anlamam için kebuter” şiirini yazmam gerektiğini fark ettim.
Beşir
Fuad, bir uzun sohbetin konusu olabilir, ama eminim güvercinler
arasındadır şimdi.
Muhabbetle,
Recep Babayiğit, 10.01.2018 Gebze
kebuter
kana
kana
kanarım
bazı aylarkanımdan
güvercinler doğar
ölmeye az kalırım
seherde kızıl bir
kısrağa kanarım
gücüm
kalmaz kendimi deşmeye
beşir
fuad bileklerime sarılırgeceleri biyoloji dersine kaldırır
ders
bir : kan güvercini tanır
ders
iki : atları vuran kebuterin kanadıdır
(kebuter : güvercin )
beşir fuad da tanınmış oldu
YanıtlaSil