10 Ocak 2018 Çarşamba

KUŞBAZLAR

Çocukluğumda güvercin uçuranlar  vardı. Hep merak eder, bu işten ne anlarlar acaba derdim.

Sonra;

İstanbul’ a geldiğimde, güvercinlerin cami avlularının ayrılmaz parçası  olduğunu,

sonra;

camilerin ve türbelerin en güzel  yerlerine güvercinler ve diğer kuşlar  için “kuş sarayları” yapıldığını gördüğümde,

sonra;

Farsi Halkların güvercine, yani güzel kadınlara “kebuter”,  dediklerini öğrendiğimde,

sonra;

Van’a can veren Edremit su yollarını yaptıran o efsane Urartu kraliçesi Semiramis’in adının anlamının “güvercinin getirdiği”, demek  olduğunu bulduğumda,

sonra;

Yaşar Kemal’ den “azat-buzat” kuşlarını,  

sonra;

Esma Ocak’ tan Diyarbakır’ın en güzel  ve hüzünlü “güvercin uçuranlar”  öykülerini okuduğumda,   

sonra;

Hrant’ ın güvercin ürkekliğinden söz ederken, aslında ölüme ne kadar yaklaşmış olduğunu anladığımda,

Ve çocukluğumda, güvercinlerle, yani halkın deyimiyle “kuşlarla”, bu kadar oynayan “kuşbazların”, aslında sevdalı insanlar olduğunu anlamam için kebuter” şiirini yazmam gerektiğini fark ettim.

Beşir  Fuad, bir uzun sohbetin konusu  olabilir, ama eminim güvercinler arasındadır  şimdi.


Muhabbetle,
Aşk illa ki,

Recep Babayiğit, 10.01.2018 Gebze




kebuter

kana kana
kanarım bazı aylar
kanımdan
güvercinler doğar
ölmeye az kalırım
seherde kızıl  bir
kısrağa kanarım


gücüm kalmaz kendimi deşmeye
beşir fuad bileklerime sarılır
geceleri biyoloji dersine kaldırır

ders bir : kan güvercini tanır
ders iki : atları vuran kebuterin kanadıdır


(kebuter : güvercin )


1 yorum: