16 Mayıs 2021 Pazar

HASTA BAKICI-HEMŞİRE-FLORENCE NIGHTINGALE VE BİR GÖZ HEMŞİRESİ

1854-56 yılları Osmanlı Tarihi için tarihte ilk ve son kez olmak üzere, İngiliz, Fransız ve İtalyanlarla birlikte müttefik olarak aynı cephenin, aynı düşmana, Ruslara karşı kullanıldığı Kırım Savaşı yıllarıdır.

Tarih ve bir diyalektik devinim ve dönüşümle gerçekleşir.

Napolyon’un Mısır işgali ölü bir dilin, Mısır Hiyerogliflerinin çözülmesini de beraberinde getirdi.

Napolyon’un askerleri öldürürken, ölü bir dil yeniden doğdu.

Kırım Savaşı yıllarında İngiliz askerleri ile birlikte İstanbul’a gelen İngiliz askeri ve sivil mühendisleri çoktan unutulup gitmiş, toprak altında kalmış Sultan Ahmet Meydanı’nı yeniden ayağa kaldırarak bugünkü haline getirmişlerdir.

Kırım Savaşı ölüm demekken, Sultan Ahmet Meydanı’ nın ortaya çıkarılması doğum demektir. 

1912-13 yılları arasında yapılan Balkan Savaşları’nda Bulgar orduları ile birlikte gelen Dr. Arkeolog Bulgar Philov olmasaydı bugün Edirne’de ne bir Selimiye kalırdı ne de Fatih’in doğup yetiştiği Taş Odalar.

Balkan Savaşları ölüm, sefalet ve göç demekken, bir Bulgar arkeoloğun kendini Bulgar topçusunun önüne atarak Selimiye’yi yıkılmaktan kurtarması Selimiye ve dünya mimarlık mirası için kurtuluştur, hayattır, bir yeniden doğumdur.

1854-56 KIRIM SAVAŞI

İstatistikler ve raporlar hem müttefikler hem de Rusya açısından salgın, açlık ve hijyen koşullarından ölümlerin cephedeki ölümlerin en az üç katı olduğunu gösterir.

Durum bu kadar içler acısı hale geldiğinde ilk ölüm istatistiklerini de cephe gerisinden, o zamanlar İngiliz Hastanesi’ne dönüştürülen şimdiki Selimiye Kışlası’nda gönüllü hasta bakıcılık yapan bir kadın, modern hemşireliğin kurucusu olduğu kabul edilen İngiliz Florence NIHGTINGALE yapar. 

Florence NIHGTINGALE tuttuğu istatistiklere göre hastane düzeni, hijyen, beslenme, bakım, tedavi gibi konuları aksatmadan ele alır ve durumu İngiltere’ye bildirir. Gerekli şartlar sağlanmaya başladıkça cephe gerisindeki ölüm oranları ciddi şekilde azalır.

ELİ KANDİLLİ KADIN FLORANCE NIHGTINGALE

Gece gündüz çalışır, uykusuzluğa alışır hem-şire NIGHTINGALE.

Geceleri hiç durmaksızın elinde kandille hasta ve yaralı İngiliz askerlerinin arasında dolaşması, onlarla ilgilenmesi onu bir umut, bir kurtarıcı melek, bir ışık durumuna yükseltir.

HASTA BAKICI-HEMŞİRE

Biz hemşire diyoruz. Almanlar “hasta hemşiresi”, İngilizler Latince kökeni “beslenme” olan “nutricia” kelimesinden “nurse” diyorlar. Ruslar ise “med-sestra” derken, Almanlar gibi “medikal hemşire” diyorlar.

Batı dillerinde, özel olarak da yakın müttefikimiz olan Almanlarla ilişkiler ele alındığında Almanlar’ ın “hemşire” kelimesini kullanırken içinde “Krankenschwester” “kız kardeş” anlamına gelen “Schwester” kelimesini kullanması Türkçe’ de de aynı anlama, “kız kardeş”, gelmek üzere “hemşire” kelimesi kullanılmaya başlamıştır.

Yanlarında kız kardeşleri olan eski zaman erkekleri ile sokakta karşılaşırsanız veya eski Türk filmlerinden ve romanlarından rastlarsanız, karşılaştığınız erkek yanındaki kız kardeşini size “hemşirem” diye tanıtırdı.  

Hemşire ise Farsça’ dan biliyoruz, “hem-rah/EMRAH/YOLDAŞ” karşılığında olduğu gibi, hem=aynı ve rah=yol, aynı yola giden, hem= aynı, şire=süt, SÜTLERİ AYNI, aynı sütü içen, emen, sütdaş karşılıklarını buluruz.

Osmanlı Ordusu’nda ilk hemşire Balkan Savaşları’nda görev yapıyor.

Batılıların, Almanların hastanede, cephede görevli kadın medikal, tıbbi yardımcı için kullandıkları kelimede geçen “Schwester-sister” karşılığı bize birebir tercüme edildiğinde dilimizde zaten bulunan hem-şire, kızkardeş karşılığını almış oluyor.

İNGİLİZ MEZARLIĞI’NDAKİ ANIT VE PİRİNÇ LEVHA

İstanbul Şehir Gezilerimizden biliyoruz. İSTANBUL’UN TAŞLARI – ANADOLU YAKASI Şehir Gezimizde Haydarpaşa Askeri Hastanesi’nin arkasında bulunan İNGİLİZ MEZARLIĞI’ nı da gezmiştik.

İrlanda-Aberdeen mermerinden yapılmış oradaki anıtın/dikilitaşın batı yüzünde pirinç bir levha bulunuyordu.

Bu pirinç levha 1854-56 Kırım Savaşı’nın 100. Yılı ve Hemşire Florence NIGHTINGALE anısına dikilmişti.

 

Aberdeen mermerinden anıt/dikilitaş

Anıtın batı yüzündeki pirinç levha, kandil ve madalyalar

Pirinç levhadaki yazının Türkçe tercümesi aşağıdadır.

BİR ASIR ÖNCE BU MEZARLIK YAKINLARINDAKİ
ÇALIŞMALARI İLE BİRÇOK İNSANIN ACISINI DİNDİREN
VE HEMŞİRELİK MESLEĞİNİN TEMELİNİ ATAN
FLORENCE NIGHTINGALE’İN ANISINA
1854    1954

BU PİRİNÇ LEVHA TÜRKİYE’DEKİ İNGİLİZ TOPLULUĞU TARAFINDAN
MAJESTELERİ KRALİÇE II. ELİZABETH’İN
TAÇ GİYDİĞİ YIL KONULMUŞTUR.

12 MAYIS DÜNYA HEMŞİRELER GÜNÜ

Aradan günü gününe tam 120 yıl geçer ve 12 Mayıs 1974 tarihinden itibaren her sene 12 Mayıslar, yani Hemşire Florence NIHGTINGALE’ in ölüm tarihi, DÜNYA HEMŞİRELER GÜNÜ olarak kutlanır.

Bir yanda Kırım’da savaş devam ederken, insanlar ölürken, diğer yanda insanlık yeniden doğar hemşire NIGHTINGALE’ nin sönmeyen kandilinin ışığında.

VE BİR SAVAŞ ANISI- 09 MAYIS 1945

Sovyetler için II. Dünya Savaşı’nın sonu 09 Mayıs’tır. Faşizme ve işgale karşı savaş 09 Mayıs 1945’te Sovyetlerin zaferiyle sonuçlanmıştır.

Savaş bir Ana Yurt Savaşıdır ve gönüllüler bütün cephelerde savaşmak için sıraya girerler.

Cepheye sağlam ve sağlıklı asker ve gönüllülerin gitmesi gerekir ve bunun için bir sağlık muayenesi gerekmektir.

Cepheye gönüllü gitmek isteyen 18 yaşındaki bir genç kız Antonina Mironovna LENKOVA (Sahra zırhlı tank atölyesi otomobil tamircisi) göz muayenelerinde benim de 1975 yılında askeri lise sağlık muayenelerinde yapmış olduğum hilenin aynısını yapar.

“Korktuğunu veya inandığını sanmam ama yine de beni sağlık kontrolüne gönderdi. Aynı odada yapılıyordu zaten kontrol. Oracıkta. Gözlerimi muayene eden doktor “üzgünüm” gibisinden kollarını aralayınca şube başkanı güldü ve boşuna aç kaldığımı söyledi. Acımıştı halime. Bense açlık yüzünden bir şey göremediğimi söyledim. Pencerenin önüne, o meşum tablonun*)  yakınına gittim ve hüngür hüngür ağlamaya koyuldum. Ta ki… Uzun süre ağladım… Ta ki alt sıradaki harfleri ezberleyene kadar. Sonra gözyaşlarımı silip bir kez daha muayeneden geçebileceğimi söyledim. Geçtim de.”[1]

VE BİR GÖZ HEMŞİRESİ İLE ANI

1975 Temmuz ayı. Askeri lise sınavını kazanmışım ve sağlık muayenesine için Ankara-Dışkapı-Mevki Askeri Hastanesi’ndeyim.

Bütün kliniklerden sağlam raporu alıyorum. Herkes göz muayenesi için heyecanlı, ben de.

Nedendir bilemem, o zamanlar gözde çok az uzman doktor bulunur ve o nedenle göz kliniklerinin önünde hep uzun kuyruklar olurdu.

Kuyruğa yakalanmamak için erkenden göz kliniğinin önüne geldim. Yanımda arkadaşım Cafer de var.

Az sonra Göz Hemşiresi de geldi, kliniğin kapısını açtı, içeri girdi, dışarı çıktı. Bize “ne öyle sabahın köründe geldiniz?” diye çıkıştı. Asık yüzü ve heybetli bakışları ve üstelik de bu sorusuyla bizi korkuttu aslında Göz Hemşiresi.

Biraz kem küm ettik, ama kliniğin kapısından da ayrılmadık, kuyruğa kalmayalım, diye.

Sonra, anlaşılan Göz Hemşiresinin “doktorculuk” oynama hevesi kabarmış olmalı ki bize “haydi sizi doktor gelmeden bir muayene edeyim” demez mi?

Bizi kapıdan kliniğe içeri aldı.

O meşum panonun önüne, yani o ışıklı panonun önüne, yani göz tıbbındaki adıyla SNELLEN IŞIKLI GÖZ EŞELİ’ nin karşısına oturttu.

Eline bir ince çubuk alan Göz Hemşiresi bize panodaki harfleri okutmaya başladı.

Önce ben başladım ve üst sıralarda yazılı iri harfleri okudum, ama alt sıralardaki harfleri okuyamadım.

Göz Hemşiresi beni nasıl azarladı “geç geç, geç şuraya, okuyamıyorsun işte” dediğinde, nasıl da üzülmüş ve “tamam artık, buraya kadar” demiştim.

Cafer ise hiç takılmadan bütün panoyu bir çırpıda okumuştu.

Göz Hemşiresi hızını alamamış, bana “bak gördün mü arkadaşın nasıl okuyor” diye adeta ders vermeye çalışmıştı.

Biz aslında bir ön muayeneden geçmiştik, Göz Hemşiresinin ön muayenesinden.

Nedendir bilmiyorum yine, Göz Hemşiresi bize o ön muayeneden sonra “kliniğin dışına çıkın, orada bekleyin,” demek, yerine bize birer sandalye gösterip kliniğin içinde oturup doktor gelene kadar beklememizi söyledi.

İşte ben de o 18 yaşında cepheye gönüllü giden genç kız çocuğu LENKOVA’ nın benden tam 30 yıl önce yapmış olduğu gibi, “o meşum” panoyu ezberime kazımıştım.

Sonra göz doktoru geldi.

Önce Cafer geçti muayeneden, sağlam.

Sonra ben geçtim, en alt sırada biraz takıldım, ama geçtim, sağlam.

O sayede, Göz Hemşiresi sayesinde, 4 yıl IŞIKLAR ASKERİ LİSESİ’ nde okudum ve mezun oldum.

*) O meşum pano aslında Snellen Işıklı Göz Eşeli, olarak bilinen ve göz uzmanları tarafından görme keskinliğini ölçmek veya bir hastanın yardım almadan ne kadar iyi görebileceğini ölçmek için kullanılan ve Hollandalı göz doktoru Hermann Snellen tarafından 1860’larda geliştirilen Snellen göz grafiği çizelgesidir.

SANİYE-YETER-GÜNER

Yurt Gezilerimize hekimlerimiz de gelirdi, hemşirelerimiz de.

Onların varlığında biz kendimizi daha bir güvende hissederdik.

Saniye ve Yeter’in hemşireliğini göreve yeni başlayan Güner kızımız Covid19 mücadelesinde en ön cephede hastanede mücadeleyle devam ettiriyor, bayrak Güner kızımızda.

Saniye ve Yeter için, Güner kızımız için ne mutlu gün.

Selam olsun Hemşire Florance NIGHTANGALE’ e

Saniye ve Yeter kardeşlerimize ve kızımız Güner’e.

Muhabbetle,



[1] SVETLANA ALEKSİYEVİÇ-KADIN YOK SAVAŞIN YÜZÜNDE-ÇEVİRİ: GÜNAY ÇETAO KIZILIRMAK-EPSİLON YAYINEVİ

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder