4 Ağustos 2018 Cumartesi

ŞEBİNKARAHİSAR – DERELİ AYRIMI (Bir Yol Hikayesi)







Ol hikayata sebep olan KERVANKIRAN Yıldızı - TAMZARA sırtlarından 
İnsanların hayal dünyalarını dolduran nedir?

Düş yolculuklarına ne zaman başlar insan? Yaşı var mıdır düş yolculuğuna çıkmanın? 
İnsanı düş yolculuğuna çıkaran sebep nedir?

Her yolun bir hikayesi var mıdır? 

***//***
HAVA VE YOL DURUMU

Çocukluk yıllarım, düşlerimin birbirine girdiği, ama hikayelerinin henüz yazılmadığı yıllardır.

TRT radyolarında ana haberlerden hemen sonra HAVA ve YOL DURUMU bilgileri verilirdi.

HAVA ve YOL DURUMU bilgilerinden önce bildiğimiz o duyuru efekti gelirdi. 

“Gök gürlemesi, yağmur yağması, şimşek çakması” efektinden sonra gelen HAVA ve YOL DURUMU bilgileri hep ama hep önce 

ŞEBİNKARAHİSAR – DERELİ AYRIMI
ile başlardı.

Aralıksız kaç yıl sürdü bu ŞEBİNKARAHİSAR – DERELİ AYRIMI ile başlayan HAVA ve YOL DURUMU anonsları bilmiyorum.
Ama benim bilmediğim, çocuk dünyamda kavrayamadığım o yerler, ŞEBİNKARAHİSAR ve DERELİ hep bir hayal dünyasıydı benim için.

Nasıl bir AYRIM olmalıydı ŞEBİNKARAHİSAR – DERELİ AYRIMI?
Bu üç kelimeden sonra anons devam ederdi:

Yol yapım çalışmalarından dolayı geçişler kontrollü olarak verilmektedir.
Sürücülerin dikkatli geçmeleri gerekmektedir.

Nasıl bir ayrım?
Neden bunca yıl bitmez yol çalışmaları? Çocuk dünyamda hep bunları merak ederdim.

Orada, o iki yer arasında, ŞEBİNKARAHİSAR-DERELİ arasında ne vardı?

Çocukluğumun hayal dünyasını dolduran en büyük ve yegane mekan burasıydı.

Hep gidip görmek isterdim ŞEBİNKARAHİSAR’ ı ve DERELİ’ yi.

İçimdeki büyük hayal dünyasında kendime birçok sahici hikayeler uydururdum ŞEBİNKARAHİSAR – DERELİ AYRIMI için.

Bunca yıldır bir türlü bitmeyen ve sürücüleri uyardıkları o yolun bitmesini engelleyen bir güç mü vardı? Tanrısal ve mitolojk bir güç mü vardı oraların göğünde?
Mitolojik bir sır mı saklıydı bu bitmeyen yol hikayesinde?

Gündüz akşama kadar çalışan KARA YOLLARI, gece olup, ertesi sabah uyandığında yolun yeniden eski haline geldiğini mi görüyordu? Bir SİSİFOS hikayesi miydi saklı olan?
Ne zaman giderdim oralara, nasıl giderdim?

Gitmesem, görmesem, hani derler ya, “gözüm açık mı” giderdim?

***//***

Merhaba Arif Bey, 

Dün bir çakı bıçağı almak için Gebze’ de av malzemeleri satan bir dükkana girdim.
Tezgahın arkasında genç birisi vardı ve bana yardımcı oluyordu.

O arada gözüme pirinçten küçük köpek çanları ilişti ve elime alıp her birini sallayıp kulağıma tutarak seslerini dinledim. 

Sesi bana en hoş gelenini aldım. 
Benim çanları çaldığım sırada, kapıya yakın bir yerde taburede oturan yaşlıca bir beyin “PİC OĞLU OSMAN’ dan” söz ettiğini duyunca, kafamı çevirip o beye bakarak “siz Giresunlu musunuz?” diye sordum. 

Evet, dedi yaşlı bey.

Neresinden?

Şebinkarahisar’dan.

Sakın bana Alişarlıyım, demeyin, diye gülümsedim. 

Hayır, dedi.

Ama 1958-1959 yılları arasında Alişar’ da öğretmenlik yaptım.

Arif IRGAÇ’ ı tanır mısınız, dedim. 

Hayır, dedi. 
PİC OĞLU OSMAN’ dan söz ettik, Şebinkarahisar’ dan.

Turan Bey daha sonra astsubay olmuş ve o vazifeden emekli olmuş. 

PİC OĞLU Osman’ın çıngırağın sesinden, kemençe çalmayı öğrendiğinden söz etti Turan Bey. 

Yapacağımız geziden söz ettim. 

Çok heyecanlandı, nasıl takip edebilirim, diye merak etti. 
Size selamlarını gönderdi.

Dönüşte Turan Bey’e gezi raporunu veririm. 

Hürmetler,

Yaşlıca beyin adını tekrar sordum:
TURAN KİREÇÇİOĞLU

***//***

TEKİN KİREÇÇİ

Kör Aşık CAHİLİ – Zileli TEKİN KİREÇÇİ Yazarımız, Dostumuz Arif IRGAÇ ile
Şebinkarahisar düşlerim için yollara düştüğümüzde, buradan nasıl bir hikaye çıkacağını bilemezdim.

Hititlerden bu yana adı değişmeden gelen, ZELA’ ya, ZİLE’ ye vardığımızda o sır dolu yerin, coğrafyanın, insanların her birinin ayrı bir hikayesi olduğunu bize en veciz şekilde, beş türkü ile çalıp söyleyen TEKİN KİREÇÇİ anlatıyordu.
Kendini “görme engelli” değil, “kör” olarak ifade eden ve CAHİLİ mahlası kullanan Zileli Kör Aşık TEKİN KİREÇÇİ ile birbirlerini hiç tanımayan Şebinkarahisarlı TURAN KİREÇÇİOĞLU arasındaki ilişki sadece isimlerinin ve soy isimlerinin aynı harflerle başlamış olması mıydı?


Ya da her ikisinin de soyadında ortak olan KİREÇ kelimesi sadece bir tesadüf müydü?

Nasıl bir dünyada yaşıyoruz?      
Kim bir araya getiriyor bunca yükü?
Bunca isim nasıl bir arada bir yolculuğa çıkıyor?

Bu yükün hikayesini kim yazacak?

Yoksa biz hepimiz, BİR ROMAN – BİR ŞEHİR – KERVANKIRAN – ŞEBİNKARAHİSAR Projesi kapsamında yola çıkarken KERVANKIRAN Romanı düşleri ve ismi ile müsemma dostumuz, büyüğümüz, yazarımız ARİF IRGAÇ’ ın peşinden giderken, aslında başka ve bilinmeyen bir tesadüfü, bir hurufatı mı taşıyorduk yanımızda?

17-19 Şubat tarihlerinde KURA ÇÖZÜLDÜ derken ve romanın peşinden giderken, bu yolun, bu nehrin, KURA Nehri’nin bizi TAMARA PUR Hanım’ a götüreceğini nasıl bilebilirdik?
TAMARA ve KURA

Karşımıza yine T ve K hurufatı çıkıyor.
KERVANKIRAN – ŞEBİNKARAHİSAR, derken aslında bizim için gösterilen, işaret edilen yer ŞEBİNKARAHİSAR’ dan tamamen farklı, ama Şebinkarahisar’ ın bir ses yitimi uzağında bir düş dünyası gibi duran TAMZARA mıydı? 

TAMZARA ve KERVANKIRAN
Yine T ve K hurufatı.

“ALTIN ŞAFAK” anlamına geliyor TAMZARA Ermenice’ de.
KERVANKIRAN yıldızı da SARI YILDIZ’ dır halk arasında ve sönene kadar altın gibi parlar. Belki de şu dünyada en güzel TAMZARA’ da, dağların, yalçın kayalıkların üstüne doğar sarı ışığı ile Kervankıran yıldızı.

Kervankıran-Sarı Yıldız-Mavi Yıldız-Çolpan-Tarık-Venüs – Tamzara Sırtları
İşareti veren romanın adındaki yıldız, Kervankıran yıldızı mıydı?

Sarı yıldız mıydı? Mavi yıldız mı?

Sabahyıldızı mıydı? 

Yoksa yine mi hurufata döneceğiz?
Kervankıran yıldızına Arapların verdiği isim TARIK olmasın sakın?

Yine hurufat ve yine T ve K harfleri.
TARIK – KERVANKIRAN

***//***
“Bundan sonra senin olsun”, derken Zileli Kör Aşık – TEKİN KİREÇÇİ – CAHİLİ, geriye kalanın ne olduğunu biliyor muydu acaba?

Bundan sonrası neydi? Gerçekten geriye kalan bir şey var mı hala?
İnsan geriye artık hiçbir şeyin kalmadığını fark ettiğinde mi çıkar ol hikayata konu olacak bir yolculuğa?

***//***
Merhaba PAKRAT Bey,

Aramanız ve sesinizi duymak ne güzel oldu.

Bizler bir grup yurt sevdalısı insanız.
Adımıza YURT GEZGİNLERİ diyoruz ve Şebinli büyük insan AZİZ NESİN’ in YURT GEZİLERİ kitabının adını ödünç alarak, kendi halimizde YURT GEZİLERİ yapıyoruz.

Kütahya gezileri yaparız mesela. Herkes bildik şeyler arar orada, biz GOMİDAS’ ın izini süreriz o topraklarda.
Macar devrimcisi KOSSUTH’ un izini süreriz.

Hisarlı Ahmet ile Gomidas’ ı aynı sesin perdelerinde buluşturmaya çalışırız.
Gelecek hafta yapacağımız gezimizde sizi de aramızda görmeyi çok isterdik.

Size Tamzara’ dan ses göndeririz, soluk göndeririz.
Annenizin gölgesini yakalarız Meryem Ana Manastırı’nda belki.

Sizi aramızda görmek bizi mutlu eder.

***//***
Ol hikayata başlarsak ve işin sonundan gelelim, derseniz, ol hikayata konu olan Kervankıran romanının yazarı ARİF IRGAÇ’ ın yarattığı roman kahramanı ile bu yolculukta karşılaştığını, onu bulduğunu kendi ağzından söylediğini aktarabiliriz. 

Yine mi hurufat geliyor, diyeceksiniz?
Romanın kahramanı RECEP ile romanın yazarı ARİF’ in bu hikayattaki yerleri sadece isimlerinin baş harflerinden mi ibarettir acaba: RA

***//***
19-20 Mayıs tarihlerinde Afyonkarahisar sınırları içinde yapmış olduğumuz İKİ KERVANSARAY ARASI MEKKARE Yurt Gezimizde karşımıza çıkan EĞRET ve DÖĞER kervansaraylarından, kervansaray kelimesinde saklı olan “kervan” kelimesinden;

-KERVANKIRAN yıldızının hikayatına ulaşabileceğimi, 

-Kervankıran yıldızından KERVANKIRAN romanına ulaşacağımı,

-Kervankıran romanını okuduğumda roman kahramanının adının RECEP olduğunu,

-İKİ KERVANSARAY ARASI MEKKARE Yurt Gezisinin yapıldığı yer ile bizi yola çeken, ol menzilin coğrafi yer isimlerinin KARAHİSAR’ da birleştiklerini,
-Karışıklık olmaması için batıdaki kara hisara AFYONKARAHİSAR, doğudaki kara hisara ise ŞARKİ KARAHİSAR, sonra da ŞEBİNKARAHİSAR dendiğini,

Nereden bilirdim ki?
Ağır bir yük ile başlıyoruz ol hikayata.

(devam edecek)
RECEP BABAYİĞİT

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder